Sayfalar

15 Aralık 2012 Cumartesi

Allah'ı görür gibi O'na ibadet etmek


Ömer b. Hattab (r.a) şöyle demiştir:

«Bir gün biz Rasulullah (s.a.s)'in yanında iken, elbisesi bembeyaz, saçları kapkara, üzerinde yolculuk eseri görülmeyen, hiçbirimizin tanımadığı bir adam geliverdi. Rasulullah (s.a.s)'in yanına oturdu. Dizlerini onun dizlerine dayadı. Ellerini dizlerine koydu ve:
«Ey Muhammed! Bana İslam'dan haber ver» dedi. Rasulullah (s.a.s):
«İslam; Allah'tan başka ibadete layık ilah olmadığına ve Muhammed (s.a.s)'in Allah'ın rasulü olduğuna şehadet etmen, namaz kılman, zekat vermen, ramazan ayında oruç tutman ve gücün yettiği takdirde haccetmenden ibarettir» buyurdu. Adam:
«Doğru söyledin» dedi. Biz buna hayret ettik. Hem soruyor hem de onu tasdik ediyordu. Adam devam ederek:
«Bana iman nedir, anlat!» dedi. Rasulullah (s.a.s):
«İman; Allah'a, meleklerine, kitablarına, nebi ve rasullerine, ahiret gününe ve bir de hayır ile şerrin Allah'ın takdiriyle olduğuna inanmandan ibarettir» diye cevab verdi. Adam:
«Doğru söyledin» dedi ve:
«İhsan nedir?» diye sordu. Rasulullah (s.a.s):
«İhsan; Allah'ı görür gibi O'na ibadet etmendir. Çünkü sen O'nü görmesen bile O seni görür» buyurdu. Adam:
«Bana kıyametin ne zaman kopacağından haber ver» dedi. Rasulullah (s.a.s):
«Bu konuda sorulan sorandan daha bilgili değildir» dedi. Adam son olarak:
«Onun (yani kıyametin) alametlerinden bana haber ver» dedi. Rasulullah (s.a.s):
«Cariyenin efendisini doğurması, ayakları çıplak deve çobanlarını yapılarının yüksekliğiyle övünür ve yarış eder oldukları halde görmendir» buyurdu. Sonra bu adam gitti. Ben de Rasulullah (s.a.s)'in yanından bir müddet ayrıldım. Sonra yanına döndüğümde Rasulullah:
«Ey Ömer! Soranın kim olduğunu biliyor musun?»
diye sordu. Ben de:
«Allah ve Rasulü daha iyi bilir» dedim. Bunun üzerine Rasulullah (s.a.s):
«O, Cebrail'dir. Dininizi öğretmek üzere size geldi» buyurdu.

(Buhari-Müslim)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınız bizim için önemlidir.