Sayfalar

31 Ekim 2012 Çarşamba

Gerçek dirlik ahiret dirliğidir.


Abdest hakkında öğrenmek istedikleriniz.

NAMAZ

Abdest

1. Saç boyası, kına, ruj, oje, jöle gibi makyaj malzemeleri abdest ve gusle mani midir?

Abdest alırken, yıkanması gereken uzuvlardan birinde kuru yer kalırsa, abdest sahih olmaz. Gusülde ise vücutta, suyun ulaşabildiği her yerinin yıkanması gerekir.
Bu itibarla, abdest veya gusül alacak kimsenin, yıkanması gereken uzuvlarında, suyun altına ulaşmasına engel olacak bir tabaka bulunmamalıdır. Oje gibi vücut üzerinde tabaka oluşturup da suyun bedene ulaşmasına mani olanlar abdest ve gusle manidir. Abdest veya gusülden önce bunların çıkarılması gerekir. Buna karşılık, tabaka oluşturmayan saç boyası, kına gibi makyaj malzemeleri abdest ve gusle mani değildir.

2. Abdest uzuvlarında yara veya hastalık bulunması halinde nasıl abdest alınır?

Abdest uzuvlarından birinde yara veya hastalık bulunan kişi, bu organın yıkanması zarar verecekse, yıkamayıp ıslak elle mesheder. Mesh edilmesinin de zarar vermesi durumunda, bu da yapılmaz. Bu rahatsızlık abdest veya gusül uzuvlarından çoğunluğunda ise, abdest veya gusül yerine teyemmüm edilmelidir.

Hangi dualar ne zaman kaç defa


Sual: Hangi duâların ne zaman kaç defa okunacağını maddeler halinde yazarsanız, kesip onları sırası ile okurum.
CEVAP
Evden çıkarken (Bismillah, tevekkeltü alellah, la havle vela kuvvete illa billah) dedikten sonra (Ayet-el-kürsi) oku! Evine girerken Ayet-el-kürsi ve İhlas suresini oku ve evdekilere selam ver! Her gün sabah ve akşam namazını kılıp duâdan sonra şunları oku!
1- Haşr suresinin son kısmı.
2- 7 defa (Allahümme ecirni minennar)
3- 7 defa (Hasbiyallahü la ilahe illa hü aleyhi tevekkeltü ve hüve Rabbül-arşil-azim)
4- 10 defa (La ilahe illallahü vahdehü la-şerike-leh lehül-mülkü ve lehül-hamdü yühyi ve yümit ve hüve ala külli şeyin kadir)
5- 11 defa İhlas suresi. 

30 Ekim 2012 Salı

Canlar nasıl alınır?


Suâl: Dünyanın çeşitli yerlerinde, binlerce, hattâ milyonlarca insan, trafik kazâsı, deprem, savaş gibi sebeplerle aynı ânda ölüyor. Ba'zı kimseler, "Ölüm meleğinin bir ânda bunların canını nasıl aldığını aklımız almıyor." diyorlar. Bunun îzâhı mümkün mü?
Cevap: Azrâil aleyhisselâm'ın kudretinden şüphe etmek, Allahü teâlânın kudretinden şüphe etmeğe kadar gidebilir. Allahü teâlânın kudretinin büyüklüğünü bilen kimse, sebebini bilmese de, İslâma teslim olup, Allahın her şeye gücü yetebileceğine inanması lâzımdır.
Bugün bir düğme ile bir veya birkaç şehrin bütün elektrikleri aynı anda söndürülebilmektedir. Ölüm meleği de rûhları bundan daha tez almaktadır. İbrâhim aleyhisselâm, ölüm meleğine suâl etti ki:
- Ey ölüm meleği, eceli gelen insanların bir kısmı doğuda, bir kısmı batıda olsa, yahut kuzeyde ve güneyde aynı anda zelzele olup ölseler, yahut da dünyanın çeşitli yerlerinde savaş olsa, aynı ânda binlerce, milyonlarca insan ölse, aynı ânda bunların hepsinin rûhlarını nasıl alıyorsun?
Ölüm meleği cevap verdi:
- Allahın izniyle onların rûhlarını çağırırım, derhal avucumun içinde oluverirler.

Gerçek tevekkül


İlim ameli çağırır.


Zekât Vermemenin Cezası


Kuran-ı Kerim 30. Cuz Ok İle Takip Et

Hatmi Şerif 30.Cüz from FarukiKonya / Kuran-ı Kerim on Vimeo.

Zahmetine rağmen abdesti tam alın


29 Ekim 2012 Pazartesi

Mu'tezîle ve akılcılar


Suâl: Mu'tezîle fırkasının belli başlı görüşleri nelerdir? Doğrusu nedir?
Cevap: Bid'at ve dalâlet fırkalarından mu'tezîlenin görüşlerinden ba'zıları şunlardır:
1- Aklın beğendiği, güzel gördüğü şeylere farz, çirkin gördüklerine harâm derler.
2- Sahâbenin hepsinin âdil olduğunu inkâr ederler.
3- Bir kısmı, cin ve mi'râcı inkâr eder.
4- Mu'cize ve kerâmeti inkâr ederler.
5- Cennette Allahü teâlânın görüleceğini inkâr ederler.
6- Ekserisi, (Günâh işleyen kâfirdir. Amel îmândan parçadır.) derler.
7- Kabir ziyâretinde enbiyâ ve evliyâdan yardım istemenin câiz olmadığını söylerler.
8- Kabir azâbını inkâr ederler.
9- (Ölüye, duâ fayda etmez.) derler.
10- Sırâtı, şefâ'ati inkâr ederler. Ehl-i sünnet âlimleri, mu'tezîlenin dalâlette olduğunu âyet ve hadîslerle isbât etmişlerdir. 

Cennet Bir Virane, Cehennem Sönmüş Bir Ateş


17 Ekim 2012 Çarşamba

İbâdette değişiklik yapılabilir mi?


Soru: Allah'a daha iyi kulluk etmek için ibâdetleri değiştirmek uygun olur mu?
Cevap: Allahü teâlâ, kullarını kendisine ibâdet etmek için yarattı. İbâdet, züll ve zillet demektir. Ya'nî, insanın Rabbine, ma'bûduna, hakîr olduğunu, âciz, muhtaç olduğunu göstermesidir. Bu da, her aklın ve âdetlerin güzel ve çirkin dediklerine uymayıp, Rabbin güzel ve çirkin dediklerine teslîm olmak ve Rabbin gönderdiği Kitâba ve Peygamberlere inanmak ve bunlara tâbi' olmak demektir. Bir insan, bir işi, Rabbinin izin verdiğini düşünmeden, kendi görüşü ile yaparsa, Ona kulluk yapmamış, müslümanlığın îcâbını yerine getirmemiş olur.
Bu iş, i'tikâdda, inanmakta ise ve inanılması lâzım olduğu sözbirliği ile bildirilmiş olan şeylerden ise, bu inanışı küfre sebep olan bid'at olur. Gayrı müslimlerin ibâdet olarak yaptıkları şeyleri müslümanların yapması câiz olmaz. Meselâ papazlar, ibâdet niyetiyle bellerine zünnar kuşanırlar, boyunlarına haç takarlar. Müslümanların, böyle yapmaları câiz olmaz. Bid'at, i'tikâdda olmayıp da, amele ait işte kalırsa, fısk, büyük günâh olur. Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki:
(Dinde olmayan birşey meydana çıkarılırsa, o şey reddedilir.) [Buhârî]
Âdetlerde Yenilik Olur

EBÛ DÜCÂNE


Hicretten önce İslâm'a giren Ensâr'ın kahramanlarından meşhur sahâbî. Asıl adı Sammak olup, Hazrec'in Saideoğulları kabilesine mensuptur.
Hz. Peygamber hicretin birinci yılında Muhâcirler ile Ensâr arasında "kardeşlik" tesis ettiğinde, Ebû Dücâne de Muhâcirlerden Utbe b. Gazvan ile kardeşlik oluşturmuştur. Ebû Dücâne, Ensâr'ın ve İslâm askerlerinin en cesur savaşçılarındandır. Uhud savaşında Rasûlullah, üzerinde "korkaklıkta utanç, ileri gitmekte şeref var, kişi korkaklıkla kaderden kurtulamaz" yazılı bir kılıcı eline alarak, "bu kılıcın hakkını kim verir?" diye sormuş, Ebû Dücâne de kılıcı alarak savaşmıştır. Başını kırmızı bir sargı ile saran Ebû Dücâne, düşman saflarını yararak Ebû Süfyan'ın karısı Hind'in yanına kadar Ulaşıp, onu yalnız başına yakalamış fakat "Rasûlullah'ın kılıcı ile yalnız bir kadının başını kesmek bana lâyık değildir" diye tekrar geriye dönmüştür. Savaşın kızıştığı ve Rasûlullah'ın öldürüldüğü söylentileri çıkarılarak müslüman ordusunun moralinin bozulduğu sırada Rasûlullah'ın çevresini, Ebû Bekir, Ömer, Ali, Abdurrahman, Sa'd, Zübeyr, Talha, Ebû Ubeyde ve Ebû Dücâne kuşatmışlardı. Ebû Dücâne, Rasûlullah (s.a.s.)'in üzerine kapanarak düşman oklarına ve taşlarına karşı kendisini siper etmiş, yaralanmıştır. Müşriklerden Asım ve Ma'bed'i öldüren odur (Vakidi, Meğazî, s.63).
Uhud gazvesinin büyük kahramanlarından biri olarak, Ebû Dücâne'den bahsedilir. Bu savaşta elinde birkaç tane kılıcın kırıldığı; savaş meydanında mağrur olarak yürüdüğü sırada ashabdan bazılarının onun bu hareketine itiraz etmelerine Rasûlullah'ın, "Allah yolunda cihad eden bir adamın cihadıyla övünmesine karışılmaması''nı söylediği rivâyet edilir (İbnü'l-Esir, Üsdü'l-Gâbe, V, 148).
Nadiroğulları seferinden sonra ele geçirilen ganimetlerden Ebû Dücâne de payını almıştır (İbn Sa'd Tabakat, II, 353). Siyer yazarları Rasûlullah'ın gazvelerinde onun seçkin bir yeri bulunduğundan söz etmişlerdir. Bütün savaşlarda korkusuzca öne alıp çarpışmasıyla İslâm ordusuna büyük bir cesaret örneği olmuş, askerleri savaşa teşvik ederek moral kazanmalarını sağlamıştır. İrtidat edenlere karşı girişilen Yemame savaşında da yalancı peygamber Müseylime'nin mağlup edilmesinde onun bu kahramanlığının büyük etkisi olmuş (Üsdü'l-Gâbe, II, 353), nihâyet Ebû Dücâne Ridde savaşlarında şehid düşmüştür.

15 Ekim 2012 Pazartesi

Dinde reform yapılabilir mi?

Soru: "Yeni fen vâsıtaları çıktı, devir değişti. Yeni olaylarla karşılaşıyoruz. Din görevlileri toplanmalı, bir şûrâ kurulmalı, alacağı kararlarla, yeni tefsîrler, yeni ictihâdlar yapılmalı, ba'zı farzlar azaltılmalı, kolaylıklar getirilmeli, âlimleri, mezhebleri taklîd devri kapanmalıdır!" deniyor. Dinde değişiklik yapmak câiz midir?
Cevap: Dürer-ül hükkâm şerhinde, (Zamanın değişmesi ile, örf ve âdete dayanan hükümler değişebilir. Nassa, dayanan hükümler zamanla değişmez) deniyor. İmâm-ı Rabbânî hazretleri de buyuruyor ki: Ba'zı kimseler, yapacakları değişikliklerle dîni düzelteceklerini zannediyor, ortaya bid'at çıkarıyorlar. Bid'atlerin zulmetleri ile sünnetin nûrunu örtmeye çalışıyorlar. Yaptıkları değişikliklerle dînin noksanlıklarını tamamladıklarını iddia ediyorlar. Bilmiyorlar ki din noksan değildir. Kur'ân-ı kerîmde buyuruluyor ki: 

Allahı tanıma, Allah'ın azameti ve Lütfu 9


EBÂN B. SAİD B. el-AS



İsmi; Ebân, Nesebi; Ebân b. Said b. el-Âs b. Ümeyye b. Abdişems b. Abdimenâf b. Kusay b. Kilâb b. Mürre b. Ka'b b. Lüeyy el-Kuraşî.
İslâm'dan önce Ebân'ın ailesi iki zümreye ayrılmış ve bu iki zümre arasında ihtilâf çıkmıştı. Ailesi İslâm'a karşı aşırı muhalif olanlardandı. Kardeşleri Halid ile Amr İslâm ile müşerref olmuşlardı. Ebân ise bunların müslüman olmalarından dolayı çok hiddetlendi (Üsdü'l-Ğâbe, I, 35). "Keşke Zaribe'de ölmüş olsa idim de, Amr ile Halid'in dine iftira ettiklerini görmeseydim" meâlinde bir şiir de söylemiş ve bu konudaki üzüntü ve kızgınlığını dile getirmişti.
Ebân, Bedir gazvesinde müslümanlara karşı savaşan müşriklerle beraberdi. Kardeşleri Ubeyde ve Âs müslümanlarla savaşırken muhârebede ölmüşlerdi; fakat Ebân ölmemişti (el-İsâbe, I, 10).
Hudeybiye sulhu sırasında Rasûlullah (s.a.s.), Hz. Osman'ı Kureyş ileri gelenleriyle görüşmek üzere Mekke'ye elçi olarak göndermişti. Hz. Osman, müzâkere için Mekke'ye gittiği zaman Ebân'ın misâfiri oldu. Ebân Osman'ın muhâfazasını üzerine aldı. Gerçekten o, Hz. Osman'ı çok severdi (el-İstilâb, I, s.35).

Kuran-ı Kerim 28. Cuz Ok İle Takip Et

Hatmi Şerif 28.Cüz from FarukiKonya / Kuran-ı Kerim on Vimeo.