Sayfalar

12 Mayıs 2013 Pazar

İhlâs ve dua

İhlâs ve dua


Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Yarına çıkacağımız belli değil, ama bugün fırsat elimizdedir. Âhirete yarar iş yapmak için bugünü değerlendirmeliyiz. En iyi dost, insana âhireti hatırlatandır. En kötüsü de, din kardeşini dünyaya bağlayan, ona âhireti unutturandır.
İyi ve rahat yaşamak isteyen, dünyanın fani olduğunu bilmeli, hiçbir şeye tamah etmemeli, başkasının elindekine göz dikmemeli. Tamah ettiği insan kâfirse, onun zaten tamah edilecek hiçbir şeyi yoktur. Şayet Müslümansa, o da din kardeşidir, (Allahü teâlâ ona daha iyisini, daha fazlasını versin) demeli.
Mümini koruyan iki şey vardır: Biri ihlâsı, diğeri de aldığı dualardır. Bir ibadete verilen sevab, ibadeti yapanın niyet ve ihlâsına bağlıdır. Peygamber efendimiz, (Allahü teâlâ, sizin görünüşünüze, malınıza [rütbenize, iyi işlerinize] bakmaz; bunları ne niyetle yaptığınıza bakar) buyuruyor. Her müminin niyeti, Rabbimizin rızası olmalıdır. Din kardeşimizi kendimizden üstün bilmeli. Kendisini din kardeşinden üstün görenin, ihlâsı yok demektir. İhlâs, Allah için yapılan şeylerdir. İhlâsın özü de, kendi menfaatini düşünmeyip, din kardeşine faydalı olmaktır. Kendi menfaatini, din kardeşinin menfaatine tercih edenler büyük tehlikededir.