Sayfalar

16 Aralık 2013 Pazartesi

İlk defa beyaz müslüman gören afrikalı


insanın yüzü değil kalbi kara olmasın


İman edenlerin birbirlerine olan bu sevgilerinin asıl kaynağı ise Allah’a olan derin sevgileridir. Dünya hayatındaki amaçları Allah’ın rızasını, rahmetini ve cennetini kazanmak olan müminler tüm hayatlarını Allah için yaşarlar. “De ki: “Şüphesiz benim namazım, ibadetlerim, dirimim ve ölümüm alemlerin Rabbi olan Allah’ındır.” (Enam Suresi, 162)

7 Eylül 2013 Cumartesi

Ezanı duyan ne yapar?

Ezanı duyan ne yapar?


Sual: Ezanın, sünnete uygun okunduğu duyulunca, ne yapmak gerekir?
CEVAP
Günümüzde, sünnete uygun ezan hemen hemen hiçbir yerde okunmuyor. Sünnete uygun okunan yerlerde şunları yapmak gerekir:
1- Yavaşça tekrar etmek sünnettir. Üç hadis-i şerif:
(Müezzinin söylediğini tekrar edene, onun sevabı kadar sevab verilir.) [Nesaî]
(Ezanı tekrar edene, Kıyamette şefaatim vacib olur.) [Nesaî]
(Ezanı siz de tekrar edip salevat getirin! Bir salevat getirene on sevab verilir.) [Müslim]
2- Müezzinin dediklerini aynen söyleyerek ezana icabet edilir. Yalnız müezzin (Hayye alessalah) ve (Hayyealel felah) derken, (Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billah) demeli, ezanda ve ikamette müezzine icabet etmeli. (Şir’a)
3- Ezanda (Muhammedün Resulullah) denirken, (Seninle, gözüm nurlanır, kalbim sevinir yâ Resulallah) demeli. Hazret-i Ebu Bekr-i Sıddık, ezan okunurken Resulullah'ın ismini işitince, iki baş parmağının tırnağını öpüp gözlerine sürdü. Peygamber efendimiz, "sallallahü aleyhi ve sellem" bunun sebebini sorunca, (Yâ Resulallah, senin mübarek isminle bereketlenmek için yaptım) dedi. Resulullah efendimiz de, (Güzel yaptın. Böyle yapan göz ağrısı çekmez) buyurdu. Tırnakları göze koyunca, (Allahümmahfaz ayneyye ve nevvirhümâ) demelidir. (Allah'ım, iki gözümü [gözlerimi] hastalıklardan koru ve nurlandır!) demektir. (Şeyhzade)
4- Yemekte, din dersi okumakta iken ve cami içinde Kur'an-ı kerim okurken ezan tekrar edilmez.
5- Ezanı işitenin, oturuyorsa kalkması, yürüyorsa durması müstehabdır. (İslam Ahlakı)
6- Sabah ezanında, (Essalâtü hayrün minen-nevm = Namaz uykudan hayırlıdır) denince, (Doğruyu ve hakkı söyledin) demeli. (Kad kâmetissalâtü) denince de, (Allahü teâlâ namazı muhafaza etsin ve devam ettirsin) demeli. Ezan veya ikamete icabet eden kimse, o hâlde iken konuşmamalı, kimseye selâm vermemeli, verilen selamı da almamalı, Kur'an-ı kerim okuyorsa kesmeli, yürüyorsa durmalı, fıkıh dersinde ise, dersi bırakmalı, yani başka bir işle meşgul olmamalıdır. Hazret-i Âişe validemiz, (Ezan okunurken, bir iş yapmak caiz değildir) buyurdu. Ezanı duyunca, yün eğirmesini bırakırdı. Çekicini yukarı kaldırmışken, ezanı duyup indirmeyen demirci ve kuyumcular çoktu. (Şir’a)
Demircilik yapan Ebu Hafs Haddad hazretleri, her ne zaman ezanı işitse, çekici yukarı kaldırmış ise, aşağıya indirmez, aşağıda ise, yukarı kaldırmazdı. Konuşuyorsa, susup ezanı dinlerdi. Vefat edip cenazesi götürülürken ezan okunmaya başladı. Cenazeyi götürenler, ne kadar gayret ettilerse de, tabutu bir adım yerinden oynatamadılar. Ezan bittikten sonra, ancak cenazeyi götürmek mümkün oldu. (İslam Ahlakı)
Demek ki, sünnete uygun olan ezana, gerekli saygıyı göstermeli. Sünnete uygun okunmuyorsa, söylenen ezan kelimelerine saygıdan dolayı konuşmamalıdır.  

7 Ağustos 2013 Çarşamba

Hicret Emri


Dertler ve Dermanları


Şiirlerle Menkîbeler


Kur'an-ı Kerimin Taşıdığı Gerçekler

Kur'anın insanlara bildirdiği emirler ve yasaklar, açıkladığı hikmet ve gerçekler pek çoktur. Bunlar temel olarak inançlara, ibadetlere, muamelâta, ahlâka, Allah'ın yüce kudretini gösteren üstün san'at eserlerine, ibret alınacak olaylara ve diğer şeylere aittir. Bunları şu şekilde özetleyebiliriz:
 1) Kur'an-ı Kerim, insanlara Yüce Allah'ın varlığını, birliğini, büyüklüğünü, hikmetlerini ve kudsiyetini bildirir. Öyle ki, felsefî görüşlere sahib olanların parlak sözleri onun yanında pek sönük kalır.
 2) Kur'an-ı Kerim, insanları ilim ve irfana, ibretle bakıp düşünmeye çağırır. Gaflet içinde yaşamaktan insanları engeller. İnsanlara, Yüce Allah'ın hikmet ve kudretini gösteren büyük eserlerine bakmalarını öğütler.
 3) Kur'an-ı Kerim, önceki devirlerde insanlara gönderilmiş olan peygamberlerin bir kısmı ile ilgili bilgi verir. Yüksek görevlerini nasıl başardıklarını ve bu görevler uğrunda ne kadar zorluklara katlandıklarını bildirir. Bütün insanların son peygambere uymalarını emreder.
 4) Kur'an-ı Kerim, geçmiş ümmetlere ait ders alınacak en büyük ibret sahnelerini ve tarihî olayları bildirir. İnsanları bunlardan ibret almaya çağırır. Peygamberlere karşı çıkıp isyan eden günahkâr kavimlerin çok korkunç akıbetlerini haber verir.

Ehl-i Beyt 2


Günün Sözü 75


30 Temmuz 2013 Salı

Tecvid Kitabı (YENİ)

Tecvid Kitabı Mehmet Talu New! Popular

Tecvid Kitabı İndir Mehmet Talu
Bu kitap, dört bölümdür :
1. Bölümde: Tecvid ilminin mahiyeti,
2. Bölümde: Harflerin mahreç ve sıfatları,
3. Bölümde: Kıraatta imamımız, İmam Asım Kıratının esasları,
4. Bölümde de: Kur’an-ı Kerim okuyucusunun bilmekten müstağni
kalamayacağı bazı âdab ve erkân izah edilmiştir. Her Müslüman’ın
bu mevzuları gayet iyi bilmesi ve Kur'an-ı Kerim’i ona
göre okuması üzerine farz olan dînî vecibelerdendir.
Şifre Sağ bölümde yazmaktadır.

Günün Sözü 73


24 Temmuz 2013 Çarşamba

Hz Muhammed Mustafa (S.A.V.)'e Salevat getirmek 2


NOT: 
*Bu salâtın Seyyid Ahmed er-Rifâ'i (R.A)'a ait salevattan biri  olduğu rivayet edilmiştir.
*Her gün sabah namazından sonra hangi niyet için okunursa Allah'ın izniyle yerine gelir.
 *Oniki bin kere okuyan rüyasında Resûlullah (S.A.V)'ı görür.
 *Bazı büyük velilerin beyanına göre bir kere okunması on dörtbin salevata denktir.

Kaderime râzı gelmeyen...


Namaz ve Mir'ac (10 Bölüm)


Hz Muhammed Mustafa (S.A.V.)'e Salevat getirmek


22 Temmuz 2013 Pazartesi

Oruç Tutmamayı Mubah Kılan Özürler


 1) Yolculuk: 
 160- Aşağıdaki on sebebden ötürü oruç tutmamak veya tutulmuş bir orucu bozmak mubahtır:
 Yolculuk: Ramazanda en az üç günlük (on sekiz saatlik) bir yere gidecek olan kimse, geceden oruca niyet etmeyebilir. Bundan dolayı o gün yola çıkınca oruçlu bulunmamış olur. Fakat bir kimse oruç tuttuktan sonra, gündüzün yolculuğa çıksa, bu yolculuk o ilk gün için bir özür sayılmaz, orucuna devam etmesi gerekir. Ancak o gün yola çıkar da, ondan sonra orucunu açarsa, kendisine keffaret gerekmez, yine sadece kaza gerekir.
 2) Hastalık:
  Bir hasta canının helâk olacağından veya aklının gitmesinden veya hastalığının artmasından veya uzamasından korkacak olursa, oruç tutmayabilir ve tutmuş olduğu orucu bozabilir. Sonradan iyileşince tutamadığı günleri kaza eder. İlerlemesinden korkulan göz ağrısıda böyledir; çünkü bu da bir hastalıktır.
 Bununla beraber yalnızca bir kuruntuya bağlı korku yeterli değildir. Ya hastanın tecrübesinden veya görülen belirtilerden dolayı kendisince kuvvetli bir zan bulunmalıdır. Yahut uzman olan Müslüman bir doktor tarafından haber verilmelidir.
 Oruç tuttuğu takdirde, böyle hasta olacağı delilden doğan kuvvetli bir zanna veya yetkili Müslüman bir doktorun haberine dayanan sağlam bir kimse de hasta hükmündedir.
 Yine, ağır sıtma nöbetine tutulan kimse, henüz sıtma belirmeden orucunu bozacak olsa, bunda bir sakınca yoktur. Fakat gün aşırı sıtmaya tutulan kimse, belli günde sıtmanın geri dönmesi sebebiyle kendisini zayıf düşüreceğini düşünerek orucunu bozduğu halde, sıtma meydana çıkmamış olsa, kendisine keffaret gerekmez.  


Cevşen-ül Kebir 51


İshak Danış / 10. Cüz


Ateizmi Yıkan Gerçekler - Delil 8 ; İntizam delili

İntizam delili from seyrangah.tv on Vimeo.

Arefe gecesi


21 Temmuz 2013 Pazar

Orucun Mahiyeti


 1- Oruç, ikinci fecirden başlayarak güneşin batışına kadar yemekten, içmekten ve cinsel ilişkiden nefsi kesmek, demektir.
 Oruç kelimesinin Arapçası, siyam ve savm'dır ki, nefsi tutmak ve engellemek manasınadır. "Siyam" sözü, Savm'ın çoğulu olarak da kullanılır Din deyiminde "Müftırat" (oruç bozucu) denilen şeylerden nefsi gerçekten veya hükmen yasaklamak bir imsak (oruç tutmak) tır. Yanılarak ve unutarak bir şey yeyip içildiği takdirde hükmen imsak bulunmuş olacağından oruç bozulmuş olmaz. Bu konu ileride açıklanacaktır.
 2- İmsak sözünün karşıtı İftar'dır. Şöyle ki: Hiç oruç tutmamak bir iftar olduğu gibi, güneşin batışından sonra orucu açmak da bir iftardır. Oruçlu iken orucu bozacak bir şeyin yapılmasıda bir iftardır. İftar eden kimseye "Muftır" denildiği gibi, orucu bozan şeylerden her birine de "Muftır" denilir. Bunun çoğulu "Muftırat" dır. 


Ehl-i Beyt 1


19 Temmuz 2013 Cuma

Oruç tutmak faydalıdır

Oruç tutmak faydalıdır


Sual: Oruç tutmak vücuda zarar verir mi?
CEVAP
Hayır, çünkü Allahü teâlâ zararlı olan bir şeyi emretmez. Oruç tutan, vücudunun zekâtını ödemiş, onu hastalıklardan korumuş olur. Peygamber efendimiz, (Her şeyin bir zekâtı vardır. Vücudun zekâtıysa oruçtur. Oruç tutun, sıhhat bulun!) buyurmuştur. (İbni Mace, Taberanî)
Orucun faydaları çoktur. İki hadis-i şerif:
(Oruç, eti eritir ve Cehennem ateşinden uzaklaştırır. Gözlerin görmediği, kulakların işitmediği ve hiç kimsenin hatırına gelmeyen nimetler, ancak oruç tutana nasip olur.) [Taberanî]

12 Mayıs 2013 Pazar

İhlâs ve dua

İhlâs ve dua


Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Yarına çıkacağımız belli değil, ama bugün fırsat elimizdedir. Âhirete yarar iş yapmak için bugünü değerlendirmeliyiz. En iyi dost, insana âhireti hatırlatandır. En kötüsü de, din kardeşini dünyaya bağlayan, ona âhireti unutturandır.
İyi ve rahat yaşamak isteyen, dünyanın fani olduğunu bilmeli, hiçbir şeye tamah etmemeli, başkasının elindekine göz dikmemeli. Tamah ettiği insan kâfirse, onun zaten tamah edilecek hiçbir şeyi yoktur. Şayet Müslümansa, o da din kardeşidir, (Allahü teâlâ ona daha iyisini, daha fazlasını versin) demeli.
Mümini koruyan iki şey vardır: Biri ihlâsı, diğeri de aldığı dualardır. Bir ibadete verilen sevab, ibadeti yapanın niyet ve ihlâsına bağlıdır. Peygamber efendimiz, (Allahü teâlâ, sizin görünüşünüze, malınıza [rütbenize, iyi işlerinize] bakmaz; bunları ne niyetle yaptığınıza bakar) buyuruyor. Her müminin niyeti, Rabbimizin rızası olmalıdır. Din kardeşimizi kendimizden üstün bilmeli. Kendisini din kardeşinden üstün görenin, ihlâsı yok demektir. İhlâs, Allah için yapılan şeylerdir. İhlâsın özü de, kendi menfaatini düşünmeyip, din kardeşine faydalı olmaktır. Kendi menfaatini, din kardeşinin menfaatine tercih edenler büyük tehlikededir.

30 Nisan 2013 Salı

PEYGAMBERİMİZ(S.A.V)'İN GÜNLÜK YAPTIĞI ZİKİR

 100 kere BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM  ﺑِﺴْﻢِ اﻟﻠّٰﻪِ اﻟﺮَّﺣْﻤٰﻦِ اﻟﺮَّﺣٖﻴﻢِ   
 100 kere ESTAĞFİRULLAH EL AZİM  اَﺳْﺘَﻐْﻔِﺮُ اﻟﻠّٰﻪَ اﻟْﻌَﻈِﻴﻢَ 
 100 kere ALLAHÜMMESALLİ ALA SEYYİDİNA MUHAMMEDİN VE ALA ALİ SEYYİDİNA MUHAMMED  اَﻟﻠّٰﻬُﻢَّ ﺻَﻞِّ ﻋَﻠَﻰ ﺳَﻴِّﺪِﻧَﺎ  ﻣُﺤَﻤَّﺪٍ وَﻋَﻠَٓﻰ اٰلِ ﺳَﻴِّﺪِﻧَﺎ ﻣُﺤَﻤَّﺪٍ 
 100 kere LA İLAHE İLLALLAH  ﻟَٓﺎ اِﻟٰﻪَ اِﻟَّﺎ اﻟﻠّٰﻪُ 
 100 kere ALLAH   اَﻟﻠّٰﻪْ
 100 kere HU  ﻫُﻮ


 Bitirdikten sonra  üç İhlas, Felak, Nas, Fatiha Süreleri okunur ve hasıl olan sevabı başta şanlı Peyganberimiz Hz.Muhammed Mustafa (S.A.V) efendimizin ve asabı olmak üzere geçmişlerimizin ruhlarına hediye ve dua edilir. Eğer bu dua ABDESTLİ olarak İHLASLA hergün, günde en az bir kere yapılacak olursa niyetine göre kişinin :

28 Nisan 2013 Pazar

Şifa âyetleri

Şifa âyetleri şunlardır:

1-"Ve yeşfî sudûra kavmi'm-mü'minîne ve yüzhib ğayza kulûbihim."

Meali: (Allah mü'minler topluluğunun gönüllerini ferahlandırsın, şifâ versin ve kalplerindeki ıztırabı gidersin.) 4

2- "Yâ eyyühe'n-nâsü kad câet küm mev'ızatun min Rabbikum ve şifâü'l-limâ fi's-sudûri ve hüden ve rahmetün li'l-mü'minîn."

Meali: (Ey İnsanlar! Size Rabb'inizden bir öğüt, gönüllerin derdine şifâ, mü'minlere bir hidâyet ve rahmet gelmiştir.) 5

3- "Yahrucu mim-butûnihâ şarâbüm-muhtelifün elvânühû fîhi şifâü'l-linnâsi inne fî zâlike le'âyete'l-likavmi'y-yetefekkerûn."

Meali: (Onların karınlarından çeşitli renklerde bir şerbet çıkar ki, onda insanlar için şifâ bulunur. Düşünen bir topluluk için şüphesiz bunda bir delil vardır.") 6

İshak Danış / 08. Cüz


26 Nisan 2013 Cuma

Altı Esma'nın tarifi ve anlamı:

Altı Esma'nın tarifi ve anlamı:
  (1) "Euzübillahimineşşeytanirracim Bismillâhirrahmânirrahîm" denildiğinde; şeytan 70 yıl öteye kaçar. (B) kapıdır, bir yandan dünyaya giriş, bir taraftan da dünyadan çıkıştır. Kur'an-ı Kerîm'in sırrı Fatiha Sûresi'nde, Fatiha'nın sırrı Besmele'de, Besmele'nin sırrı (B) harfinde. (B) harfinin sırrı da noktasında toplanmıştır.
 Her şeyin bir kalbi var; Kur'an'ın Yâsîn-i Şerif, Yâsîn-i Şerifin Fatiha, Fatiha'nın kalbi Besmele-i Şeriftir. Tasavvufî yaşantının kalbi de Tevhid'dir.
 Besmele'de Allah'ın 1001 ismi mahfuzdur. Kalbin anahtarı Besmele'dir.
 Her Sûre Kur'an-ı Kerîm'de bir defa bulunur, Besmele ise 114 defa inmiştir.
 Her hayırlı işin başlangıcı Besmele iledir.
 Gönüllere rahmet yapsın! Rahman hatırı için herkese rızkını verir. Rahman da Rahim de besmelenin içinde. Rahman dünyayı besler. Rahim ahirete sesler.
 Nefs-i emmâre ve şeytanın kamçısı Besmele'dir. Besmelesiz yemekte unutkanlık olur. Besmele gönüllerin anahtarıdır, Besmele Kur'an'ın anahtarıdır.
 Altı Esma çalışanlara cin yaklaşamaz, hele 100 Besmele'den sonra gelemez.
 (2) "Estağfirullah El-Azim" denildiğinde anadan doğ­muş gibi büyük ve küçük günahlar affolur. "Estağfirullah" küçük günahlar için, "El-Azim" büyük günahlar için.
    

İshak Danış / 07. Cüz


25 Nisan 2013 Perşembe

Hangi zamanlarda dualar kabul görür?

Sual: Bir arkadaş, (Bana müstecab dua et!) diyor. Bu ne demektir?
CEVAP
Müstecab, icabet edilen yani kabul olan dua demektir. Bunu söylemekle, (Bana, kabul olacak dua et!) demek istiyor. Müstecab olan, yani kabul edilen dualar çoktur. Bazılarını bildirelim:
(Düâ-i zahrul gayb icabete makrundur = Gıyaben yapılan dua, icabete daha yakındır) buyuruluyor. Bu, (Bir müminin, diğer müminin arkasından yapacağı dua makbuldür, kabul olur) demektir. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Bir Müslümanın din kardeşinin arkasından ettiği hayır dua kabul olur. O kimse, dua edince, bir melek, “Âmin! Kardeşin için ne istiyorsan, aynısını Allah sana da versin” der.) [Müslim]

Dua 10



Alman gavuru bile beşte kalkıyor

Cevşen-ül Kebir 48