NAMAZ
Abdest
1. Saç boyası, kına, ruj, oje, jöle gibi makyaj malzemeleri abdest ve gusle mani midir?
Abdest alırken, yıkanması gereken
uzuvlardan birinde kuru yer kalırsa, abdest sahih olmaz. Gusülde ise vücutta,
suyun ulaşabildiği her yerinin yıkanması gerekir.
Bu itibarla, abdest veya gusül alacak
kimsenin, yıkanması gereken uzuvlarında, suyun altına ulaşmasına engel olacak
bir tabaka bulunmamalıdır. Oje gibi vücut üzerinde tabaka oluşturup da suyun
bedene ulaşmasına mani olanlar abdest ve gusle manidir. Abdest veya gusülden
önce bunların çıkarılması gerekir. Buna karşılık, tabaka oluşturmayan saç
boyası, kına gibi makyaj malzemeleri abdest ve gusle mani değildir.
2. Abdest uzuvlarında yara veya hastalık bulunması halinde nasıl abdest alınır?
Abdest uzuvlarından birinde yara veya
hastalık bulunan kişi, bu organın yıkanması zarar verecekse, yıkamayıp ıslak
elle mesheder. Mesh edilmesinin de zarar vermesi durumunda, bu da yapılmaz. Bu
rahatsızlık abdest veya gusül uzuvlarından çoğunluğunda ise, abdest veya gusül
yerine teyemmüm edilmelidir.
3. Özürlünün abdesti ve özrü sebebiyle elbisesine bulaşan necasetin hükmü.
Dinmeyen burun kanaması, yaradan kan
sızması, idrar tutamama, devamlı kusma, hayız ve nifas dışındaki kadınların
akıntısı gibi bedenî rahatsızlıklar, en az bir namaz vakti süresince devam
etmesi halinde özür olarak kabul edilmiştir. Böyle olan kimseye de mazûr denir.
İslâm dini kolaylık dinidir; kişiye gücünün
üstünde yük yüklemez. Bu nedenle özürlü sayılan kişilerin ibadetlerini yerine
getirebilmeleri için onlara kolaylıklar getirmiştir. Özürlüler, her vakit için
abdest alır ve mazeret teşkil eden rahatsızlığından başka abdest bozan bir hal
meydana gelmedikçe bu abdestle o vakit içerisinde dilediği gibi namaz kılar,
Kur'an-ı Kerim okur ve diğer ibadetlerini yaparlar. Namaz vaktinin çıkmasıyla
veya başka abdest bozan bir halin meydana gelmesiyle özürlü kimsenin abdesti
bozulur.
Özür, bir namaz vakti boyunca hiç meydana
gelmezse, özür ortadan kalkmış olur ve o kimse özür sahibi olmaktan çıkar.
Özürlü kimseden akan kan, irin, idrar gibi
şeylerin çamaşıra bulaşması halinde, bundan kaçınılması mümkün değil ve
temizlendiğinde tekrar bulaşacaksa yıkamadan namaz kılınabilir. Fakat tekrar
bulaşmayacaksa, yıkanması gerekir.
4. Tuvalette abdest alınabilir mi?
Tuvalette abdest alınmasında bir sakınca
yoktur. Ancak böyle yerlerde besmele, zikir ve duaların içten söylenmesi uygun
olur.
5. Sargı Üzerine Mesh
Vücudun herhangi bir yerinde kırık, çıkık
veya yaradan dolayı sargı bulunduğunda, abdest alırken veya guslederken bu sargı
çözülerek altı yıkanır ve yaranın üstü meshedilir. Ancak sargının çözülmesinin
zararlı olması halinde çözülmeyip üzerine meshedilebilir. Sargının çoğunluğunun
sadece bir defa meshedilmesi yeterlidir. Yapılan bu mesh, o uzvun hükmen
yıkanması sayılır. Hatta meshetmenin de zararlı olması halinde, bundan da
vazgeçilebilir. Sargının abdestsiz veya cünüp iken sarılmış olması meshe engel
olmadığı gibi belirli bir süresi de yoktur; yara veya kırık iyileşinceye kadar
devam eder.
Sargıya meshettikten sonra bu sargı
değiştirilirse veya sargı düşerse, mesh bozulmaz; iade edilmesi de gerekmez.
Ancak, yaranın iyileşip sargının çıkarılması halinde, mesh bozulur. Yara
iyileştiği halde, sargı olsa bile mesih bozulur. Bu durumda, yaraya zarar
vermeden sargı çözülerek altının yıkanması gerekir.
6. Çorap Üzerine Mesh
Mestler üzerine meshin caiz olmasının
şartları arasında; mestlerin bağsız olarak ayakta durabilecek kadar katı olması,
içine su almaması ve normal yürüyüşle en az 12 bin adım (yaklaşık 5 km.) veya
daha fazla yürüyüşe dayanıklı olması yer almaktadır. Bu şartları taşıyan
çorapların üzerine meshetmek caizdir. Bu nitelikleri taşımayan çorap üzerine
meshedilmez.
Bunun yanında, mestler üzerine giyilen
çoraplar, ince olup, abdest alırken üzerine meshedildiğinde altına ıslaklığı
geçirirse, üzerine meshedilmesinde sakınca yoktur. Mest üzerine giyilen çorap
altına ıslaklığı geçirmediği takdirde üzerine meshedilmesi caiz değildir.
7. Varis Çorabına Mesh
Tedavî maksadıyla giyilen ve çıkarılmasında
güçlük bulunan varis çorabı üzerine meshetmek caizdir.
8. Abdestin tam olup olmadığı konusunda vesvese
Vesvese, nefs ve şeytanın meydana getirdiği
iç karışıklığı, aslı olmayan ihtimaller, kuruntular demektir. Çok kere abdest ve
guslün tamam olup olmadığı şeklinde görülmekte, elde olmayan kötü ve yanlış
düşünceler şeklinde de olabilmektedir.
Vesvese sebebi ile, gusül ve abdestin
tekrarlanması gerekmez. Vesvese gelse bile abdest ve gusle devam
edilmelidir.
Kişi vesveseye itibar etmemeye çalışmalı,
içe doğan şüphe ve tereddüt hallerinin asılsız olduğunu kendine telkin etmeli,
ayrıca zaman zaman Felak ve Nas Surelerini okumalıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınız bizim için önemlidir.