Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Yarına
çıkacağımız belli değil, ama bugün fırsat elimizdedir. Âhirete yarar iş
yapmak için bugünü değerlendirmeliyiz. En iyi dost, insana âhireti
hatırlatandır. En kötüsü de, din kardeşini dünyaya bağlayan, ona âhireti
unutturandır.
İyi
ve rahat yaşamak isteyen, dünyanın fani olduğunu bilmeli, hiçbir şeye
tamah etmemeli, başkasının elindekine göz dikmemeli. Tamah ettiği insan
kâfirse, onun zaten tamah edilecek hiçbir şeyi yoktur. Şayet Müslümansa,
o da din kardeşidir, (Allahü teâlâ ona daha iyisini, daha fazlasını
versin) demeli.
Mümini
koruyan iki şey vardır: Biri ihlâsı, diğeri de aldığı dualardır. Bir
ibadete verilen sevab, ibadeti yapanın niyet ve ihlâsına bağlıdır.
Peygamber efendimiz, (Allahü teâlâ, sizin görünüşünüze, malınıza [rütbenize, iyi işlerinize] bakmaz; bunları ne niyetle yaptığınıza bakar) buyuruyor.
Her müminin niyeti, Rabbimizin rızası olmalıdır. Din kardeşimizi
kendimizden üstün bilmeli. Kendisini din kardeşinden üstün görenin,
ihlâsı yok demektir. İhlâs, Allah için yapılan şeylerdir. İhlâsın özü
de, kendi menfaatini düşünmeyip, din kardeşine faydalı olmaktır. Kendi
menfaatini, din kardeşinin menfaatine tercih edenler büyük tehlikededir.
Peygamber efendimiz, "sallallahü aleyhi ve sellem" (Her peygamber, bir hususiyeti sebebiyle peygamber olarak seçilmiştir) buyurunca, Eshab-ı kiram, (Yâ Resulallah, siz hangi amelinizle seçildiniz?) diye sordular. Peygamber efendimiz (Îsâr) buyurdu.
Îsâr, kendine ihtiyacı olanı, ihtiyacı olan bir mümin kardeşine
vermektir. Bu çok zorsa da, hiç değilse, bir defa îsâr yapmalıdır. Çünkü
Allahü teâlâ, (Ömründe bir kere îsâr edene, îsâr ahlakıyla bana kavuşana hesap sormaktan haya ederim) buyurdu.
Behlül Dânâ, Halife Harun Reşid'in kendi parasıyla bir cami yaptırdığını öğrenince, (Aferin, maşallah ona) der ve gidip inşaattaki bütün kerpiçlerin üzerine (Behlül) yazar. Durumu öğrenen Halife, (Kerpiçlerin üzerine niye ismini yazdın?) der. (Ne var yazmışsam?) diye cevap verir. Halife, (Ben o camiyi şahsi paramla Allah rızası için yaptırıyorum) der. Behlül Dânâ hazretleri, (Eğer
Allah rızası için yaptırıyorsan, ister Behlül yazılsın, ister Harun, ne
fark eder? Allahü teâlâ kimin yaptırdığını bilmez mi?) der.
KAYNAK: DİNİMİZ İSLAM
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınız bizim için önemlidir.