Soru: Ayakta namaz kılamayan hasta, sandalyede kılsa veya yükseğe secde etse câiz olur mu?
Cevap: Namaz kılarken 25 cm'den yükseğe secde etmek câiz değildir. Daha az yükseğe secde mekrûhtur. Resûlullah efendimiz az yükseğe de secde etmemiştir. (R.Muhtâr s.338)
Az yükseğe bile secdenin câiz olmadığını bildiren âlimler de vardır. (Câmi'ur-rumûz s.69)
Ayakta duramayan hasta, namazlarını oturarak kılar. Secde için yere eğilemiyen, 25 cm'den yüksek olmayan sert bir yere secde edebilir. Bunu da yapamazsa îmâ ile kılar. Peygamber efendimiz bir hastanın yastık üzerine secde ettiğini görünce yastığı aldı. Hasta, odun üzerine secde edince onu da aldı. Sonra, (Gücün yeterse yere secde et! Yere eğilemezsen, yüzüne birşey kaldırıp, bunun üzerine secde etme! ^Imâ ile kıl ve secdede, rükü'dan daha çok eğil) buyurdu. Oturduğu hâlde yere secde edemiyen hasta, îmâ ile kılar. (Halebî)
Uygun oturamayan hasta istediği gibi oturur. Sandalyeye oturup îmâ ile kılması câiz değildir ve kıldığı namaz kabûl olmaz. Çünkü, sandalyede oturabilen, yerde de oturabilir. Namazdan sonra, yerden ayağa kalkamayan, sandalyeden ise kolay kalkan hastayı yerden bir kimse kaldırır. Veya, kıbleye karşı uzatılmış sedir üzerinde, ayaklarını sarkıtmadan oturarak kılar. Namazdan sonra, ayaklarını sedirin bir yanına sarkıtıp, sandalyeden kalkar gibi kalkar.
Bir şeye dayanarak veya bir kimsenin tutması ile de, yerde oturamayan hasta, sırt üstü yatarak kılar. Ayakta hiç duramayan hasta, oturarak namazlarını kılar. Rükü' için eğilir, secde için başını yere koyar. Duvara, direğe, insana veya herhangi bir şeye dayanarak bıraz ayakta durabilenin, ayakta tekbir alması ve o kadarcık ayakta okuması farzdır.
Alnında ve burnunda birlikte yara olan veya başka bir hastalık sebebiyle başını yere koyamıyan kimse, ayakta durabilse de ilk tekbîr dahil, oturup îmâ ile namazını kılar. Rükü' için biraz eğilir, secde için, rükü'da eğildiğinden daha çok eğilir. Ayakta duramayan ve oturarak da kılamıyan hasta, sırt üstü yatıp başı ile îmâ ederek kılar. Yüzü kıbleye karşı olması için başı altına yastık konur. Yüzü kıbleye karşı olur. Veya kıbleye karşı sağ veya sol yanı üzerine yatar. Rükü' ve secdeleri, başı ile îmâ eder. (Hindiyye)
Dinimizin bu emirlerine rağmen birçok câmilerin giriş yerlerine sandalyeler konmuş. Birçok kimse, sandalyede namaz kılıyor. Sebebini sorunca da dini bir gerekçe gösteremiyorlar. (Dinimiz kolaylık dinidir. Dinde güçlük olmadığı için sandalyeye oturarak namaz kılıyoruz) diyorlar. Dinde güçlük yok demek, (Size güç gelen ibâdetleri yapmayın veya bu ibâdetleri istediğiniz gibi değiştirin) demek değildir. Dinimizin izin verdiği ruhsatlardan istifâde edilir. Gerek peygamber efendimizin asrında ve gerekse daha sonraki asırlarda, ya'ni 14 asırdır hiç kimse hastalanmadı mı? Peygamber efendimiz veya herhangi bir âlim, sandalyede namaz kılmaya izin verdi mi? Kendi kafasına göre, dini değiştirenler büyük vebal altındadır.
Felçlinin Namazı
Suâl: Bacaklarım felçlidir. Namazlarımı tekerlekli sandalyemde kılabilir miyim?
Cevap: Bir yardımcı ile de yere inme imkânı varsa, sandalyede namaz kılmak câiz olmaz. Yere indirecek bir yardımcı bulunmadığı zaman, vakit çıkma tehlikesi de varsa, zarûretten dolayı namazı tekerlekli sandalyede kılmak câiz olur.
Hapis ve Namaza
Suâl: Hapiste bir hücrede eli ayağı bağlı olan nasıl abdest alır ve nasıl namaz kılar?
Cevap: Hapiste, eli ayağı bağlı olan, teyemmüm edemezse, abdestsiz, birşey okumadan, rükü' ve secde yapar. Bunu da yapamazsa, ayakta îmâ eder. Kurtulunca kazâ eder. Kazâya bırakması günâh olmaz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınız bizim için önemlidir.